CİMNASTİĞİN YARARLARI
CİMNASTİĞİN YARARLARI
Cimnastik Eğitimi Alan Çocuklarda Görülen Özellikler
• Daha sosyal ve dışa dönük bireyler
• Hiper aktif çocuklarda daha sakin davranış durumu
• Duruş bozukluklarını düzenler
• Denge sorunu yaşayan çocuklarda olumlu etkisi vardır
• İletişim kuramayan çocuklarda önemli ilerleme görülmüştür
• Yaşıtları arasında daha aktif ve girişkendir
• Yaşıtlarına oranla her alanda daha başarılıdırlar
• Yaşıtlarına göre daha sorumluluk sahibidirler
Cimnastik hem kız hem de erkek çocuklara hitap eden fiziki ve ruhsal gelişimi sağlayan özellikle başlama yaşı 3 – 10 yaş arası olan çocuklara yönelik olimpik bir branştır. Cimnastik çocuklar üzerinde fiziki gelişimi sağlarken aynı zamanda da estetik bir görüntüye sahip olmalarını,boylarına göre kilo ve vücut kas kitlesini dengeler. Mutlu olmayı isteyen bireyler yetiştirmek için özgüvenli bireyler yetiştirmek gerekir. Bunu için de küçük yaştan itibaren hem fiziksel hem de pedagojik gelişimlerini destekleyecek spor ve sanat eğitimleri gereklidir. Tüm çocuklar için en iyi baslangıçtır. Sizler de çocuklarımızın kendilerini kanıtlamaları için fırsat verin, şikayet eden değil, daha iyisi için mücadele veren bir toplum yapısına doğru yol alalım. Bizlere ses olun ki daha fazla çocuk için yeni pencereler açabilelim. Çalışarak nelerin yapılabileceğini, emek vererek bir şeylere ulaşmanın keyfini izleyelim.
1560664_586140834806080_511514169_n
ÇOCUK VE SPOR
Giriş
Bu bölümde egzersizin çocukların üzerinde yaptığı etkiler; yetenek ve yetenek seçimi konusu ve de çocuğun büyüme ve gelişme dönemleri aktarılmaya çalışılacaktır.
Çocuğun buluğ çağı öncesi ve sonrası düzenli olarak yaptığı spor etkinlikleri, sağlıklı bir fiziki yapının gelişmesini sağlarken; geç yaşlarda fiziki yapının bozulmasını engellemede önemli bir rol oynamaktadır. Bilindiği gibi büyümenin en hızlı olduğu çocukluk devresinde insan vücudu değişken bir yapıya sahiptir. Çocuk bu devrede sağlıklı beslenir, düzenli egzersiz yapar, gerekli uykuyu alır ve esnekliği, koodinasyonu, dayanıklılığı ve kuvveti artıran faaliyetlerde bulunursa büyüme gelişme yeteri kadar olur ve genetik olarak sahip olduğu fiziki yapıya ulaşabilir. Böylece çocuk yetişkin çağa geldiği zaman uzun boya ve iyi bir solunum, dolaşım sistemine sahip olabilir.Ayrıca düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme, kalp hastalıkları, şeker hastalığı ve daha bir çok kanser türünün oluşma riskini azaltır. aktif bir yaşam tarzı ile kazanılan fiziki sağlık, çocuğa olumlu bir bakış, güven ve kontrol duygusu kazandırır. Ailelerin fitnessa yaklaşımı davranış ve etkinlik düzeyi çocuk üzerinde çok etkilidir. Eğer aile etkin ise çocuğun öyle olma olasılığı yüksektir.(7)
Spor gelişmekte olan çocuklar için yalnızca sağlık ve gelişme için değil aynı zamanda şahsiyet gelişimleri ile mental sağlıkları açısından da önemlidir.Spor yapan çocuklar kişisel deneyimlerini, yaratıcılıklarını geliştirir ve sorumluluk duygusu kazanırlar. Yardımlaşma ve işbirliği yapma, arkadaşlarına ve oyun kurallarına saygı gösterme gibi sosyal davranışları da kazanarak olumlu bir benlik gelişimi sağlarlar. Günümüzde yarışma sporlarına çok erken yaşlarda başlandığı bilinen bir gerçektir. Çocukların zevk ve eğlence yapmaları gereken spor uygulamalarının yerini genellikle aşırı yüklenmeli, stresli, ne olursa olsun kazanma arzusu ile yaptırılan ve büyükler tarafından organize edilen yarışmalar almaktadır. Bu yarışmalar ilerleme değil kazanmanın esas alındığı ve antrenörlerin yarışması şekline dönüşen yarışmalar olmaktadır. Avrupa konseyi çocukların spora başatılması konusunda eğer çocuğun üzerinde akut ya da kronik zararlar bırakmayacağından emin olunmuyorsa o spor dalına başlamasının tavsiye edilmeyeceği görüşünü ileri sürmektedir.
Aslında çocuğun spor yapmasındaki esas amaç; onlardaki kardiyovasküler dayanıklılığı artırma, sinir – kas koordinasyonunu, kuvveti, esnekliği geliştirmek olmalıdır ve bu özellikler okul öncesi ve ilkokul dönemi çocuklarda oyun şekilleri altında yapılan uygulamalarla kazandırılmalıdır.
2.ÇOCUK ve EGZERSİZ
1-Çocukluk dönemi nedir?
Çocukluk dönemi doğumdan itibaren 11-12 yaşına kadar süren bir zamanı kapsar. 0-1 yaş süt çocukluğu, 1-3 yaş küçük çocukluk, 3-6 yaş okul öncesi çağı, 6-10 yaş birinci okul çocuğu çağı, 10-12 yaş ikinci okul çocuğu çağı olarak kabul edilir. Ancak yaşa bağımlı kalmadan , doğumdan itibaren çocuğun, fiziksel, zihinsel ve psikolojik gelişimindeki seyrine bakarak cinsel olgunluğa erişmesine kadar olan sürecin çocukluk dönemi olarak ele alınması gerekir. Çünkü , kimi çocuk akranlarına göre, daha erken veya geç gelişebilir.
2.2-Çocukların egzersize yanıtları nedir?
Çocuklar bilindiği gibi bir gelişme ve büyüme periyodu içindedir. Bu periyotta genç çocukların fizyolojik sistemleri, ağır egzersizlerin getirdiği yükleri karşılayacak düzeyde değildir. Bu güç ancak gelişme çağı sonrası yakalanabilmektedir. Özellikle 12 yaşın altındaki çocuklar oldukça yüksek bir sempatik sistem aktivitesine sahiptir. Bu yüzden yüksek bir kalp atım sayısının bulunması ve uzun süren dayanıklılık aktiviteleri onların kapasitelerinin kolaylıkla tükenmesine neden olur. Bu dönemdeki çocukların aerobik güçleri düşüktür. Yeterli oksijen kullanma kapasitesine sahip degillerdir. Çünkü , kalbin bir seferde pompalayabildiği kan miktarı yani kalp atım volümleri düşüktür Ayrıca karbonhidrat depoları da ileri yaşlarınkine oranla daha azdır. Burada bilinmesi gereken puberte (ergenlik ) çağı öncesi beyin, sinir, kalp, akciğerler, böbrekler ve organizmanın iç ortamını sabit tutmak için (homeostasis) koordineli bir şekilde çalışan fizyolojik prosesler (işlemler) bebeklik ve çocukluğun ilk çağlarında zayıftır. Bu sistemlerin gelişimi puberte ve sonrasında görülür. Pubertede görülen kuvvetlenme, puberte ile ilgili değil;hormonal faktörlerin bir sonucu olduğu düşünülmektedir. Vücudun egzersize ve homeostatik mekanizmaların diğer streslerine yanıt verme yeteneği 14 yaşında tepe noktasına ulaşır.
2.3-Çocukta antrenmanın tehlike ve riskleri nedir?
Çocuklarda performansın birdenbire ve geçici olarak yükselmesi gözlenir. Küçük yaşta antrenmana başlamanın negatif psikolojik etkileri ile ilgili çalışma sayısı azdır. Bir çalışmada Varek, performansları tekrar düşen çocukların şoka girdikleri ve spor yaşamlarını zamanından önce bitirdiklerini yazar. Çocukta antrenman tek yönlü uygulanmamalıdır. Cottea, yaptığı çalışmalarda antrenman tek yönlü uygulandığında özellikle iskelet sistemi üzerinde olumsuz etkiler gözlendiğinden söz etmektedir. Ayrıca, tek yönlü antrenman programı uygulandığında en riskli spor dallarını cimnastik sırıkla yüksek atlama , kürek , cirit, halter, trambolin ve kule atlama olduğu görülmektir.(5)
2.4-Çocuk antrenmanı için öneriler nelerdir?
Belirli bir spor dalına yönlendirilen çocukların ebeveynlerine, bu alanda çocuğu bekleyen şanslar ve riskler açıklanmalıdır. Çocukta sportif başarının, okulu ve geleceğini ikinci plana atmaması sağlanmalıdır. Çocukların aileleri ve özellikle okuldaki beden eğitimi ögretmenleri ile sıkı diyaloglar kurulmalıdır.
2.5-Çocuk ve gençlerde motorik özelliklerin gelişiminde duyarlı dönemler hangileridir?
Erkek çocuklarda motorik özelliklerin en yüksek artış gösterdiği yaşlar 4-6-8-13-14 yaşları olarak görülmektedir. 9, 11 ve 15 yaşlarında gelişme az olurken , 3, 5, 7, 12, 16, ve 17’nci yaşlarda gelişme hiç görülmemektedir. Kız çocukları ve gençlerinde ise en yüksek artış 4, 6, 9, 10 yaşlarında görülürken ;8, 11, 12 ve 13 yaşlarında daha az artış görülmektedir. Kızlarda 3, 5, 7, 14, 15, 16 ve 17’nci yaşlarda gelişme hiç görülmez.
2.6-Çocukta ve gençte kuvvet antrenmanının özellikleri nedir?
Çocukluk ve gençlik yaşında genel ve çok yönlü vücut gelişiminde kuvvet antrenmanı önemli bir rol oynar. Kuvvet antrenmanı genel anlamda okul öncesi çağda önerilmez. Bu yaş basamağında çocukların kemik ve kas gelişimini sağlamak için, düzenli olarak kuvvet çalısmalarından uzak spor yapmaları yeterlidir. Bu dönemde her türlü kuvvet çeşidine uygun olarak dayanma, asılma çekme (parmaklık tırmanma, halat çekme ) ile amaçlanan kuvvet gelişimi sağlanabilir. Bunun dışında ayrı bir çalışmaya gerek duyulmaz Ilkokulun ilk sınıflarında çocuğun kendi vücut ağırlığı ile yapacağı çalışmalar yeterlidir. Burada halat çekme, yüksekçe bir yere dayanarak push-up (şinav), direğe veya halata tırmanma, alçak barda ayaklar önde/yerde kendini çekme, barfikse asılma, tek ve çift ayak sıçramalar, çakı hareketleri en uygun düşen kuvvet çalışmalarıdır. Stemmler’e göre gövde kaslarının kuvvetlenmesi ve tırmanma yeteneği 7-9 yaşları arasında en yüksek gelişim düzeyine erismektedir. Bunların ardından 9 yaş sonrası kendi vücut ağırlığının dışındaki bir ağırlığa taşınarak, sağlık topu gibi çalışmalar ilave edilebilir. Ayrıca antrenman içeriği olarak barfikste dikey olarak kendini çekme, düz zeminde push-up (şınav) karın ve sırt kasları için sit-up (mekik) ve ters mekik gibi egzersizler de eklenebilir. Uzmanlar 14 yaşından önce serbest ağırlıkla çalışma yapılmaması gerekliliğine dikkat çekmektedir. Artan yaşla bağlı olarak dinamik çalışmaların yan sıra izotermik (statik/durgun) çalışmalara da ağırlık verilmeye başlanmalıdır. Bilindiği gibi anaerobik güç yaşın ilerlemese bağlı bir gelişim göstermektedir. Bu dönemden sonra yapılacak kuvvet çalışmalarında serbest ağırlık (halter) devreye girecek ise mutlaka bir uzman tarafindan programlarının hazırlanması gerekmektedir. Erkeklerde kas kuvvetindeki en büyük artış 6, 8, 13 ve 14 yaşlarında gözlenir. Kızlarda ise en büyük artış 4 ve 9’uncu yaşlara gözlenmektedir.
2.7-Çocuk ve gençlerde yapılacak kuvvet çalışmalarının temel ilkeleri nelerdir?
Çocuk ve gençlerde yapılacak kuvvet çalışmalarında göz önüne alınması gereken temel ilkeleri dört ana başlık altında toplayabiliriz. Bunlar sırasıyla şunlardır: a-Rizikosuz fakat bedensel verimlilik yeteneği çok yönlü geliştirilmelidir. b. Çalışmalar her yaş dönemine göre planlanmalıdır. Ayrıca çok yönlü değişken ve neşe verici olmalıdır. Oyun formu içinde verimlidir. c. Temel kuvvet (birim kuvvet, kaba kuvvet) ile hareket becerisi ve teknik arasında yakın ilişki kurulmalıdır d. Gençlerde ortopedik yönden uygun olup olmadığı araştırılmadan üst düzeyde yüklenmeler yapılmamalıdır .
2.8-Ağırlık çalışmalarının boy uzamasına etkisi nedir?
Ağırlık çalışmalarına başlama yaşında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, büyüme çağıdır. Özellikle fiziksel gelişme sırasınnda , boyun uzaması, kemiklerin epifiz adı verilen büyüme noktalarından sağlanır. Burada epifiz bölgelerine gelen darbeler ve o bölgelere binen fiziksel yük, bu bölgelerin erken kapanmasına neden olur. Böylece kemiğin büyümesi, boyun uzaması engellenmiş olur.( 5)
Epifizler erkeklerde 16, kızlarda 14 kemik yaşında kapanmaktadır.Bu yaşlara kadar olan yaralanmalar çocukluk tipi yaralanmalar sınıfına sokulmaktadır. Büyümekte olan çocuklarda burkulma ya da bant yaralanmaları pek seyrek oluşur. Bir yanlış yüklenme ya da yaşağaç kırığı ihtimali, burkulmadan çok daha fazladır. Bu kırıklar kolayca fark edilmemekte ve kendiliğinden çabuk kaynamakta, çoğu kez alçı tespiti gerekmemektedir.(2)
2.9-Çocuk ve gençte dayanıklılık antrenmanının özellikleri nelerdir? Çocukluk ve gençlikte, dayanıklılığın en hassas olduğu dönemler erkeklerde ve kızlarda 4 yaşından sonraki dönemde rastlanmaktadır. Konuyu biraz daha açarsak, erkeklerde 14 ve 15 yaşlar dayanıklılığın çok kolay geliştirilebilecegi dönemlerdir. Kızlarda bu dönem 13 yaş olarak görülür. Bilimsel çalışmalar, çocukların ergenlik dönemi öncesi devamlı yüklenmelere ve interval (aralı) antrenmanlara uygun olmadığını göstermiştir. Bu nedenle okul öncesi ve okul dönemlerinde dayanıklılık antrenmanlarının içeriği genelde oyun formu şeklinde olmalıdır. Bunlar ebeleme, stafet yarışları, yer değiştirme oyunları gibi eğitsel oyunlar olabileceği gibi yakan top, mini basketbol, mini futbol gibi küçük takım oyunları da olabilir. Ayrıca piramidal yüklenme şeklinde (1-2-3-2-1 dakikalik) koşular da aralarında birer dakikalık dinlenme verilerek uygulanabilir. Devamlı yüklenme şeklinde de 5-10-15 dakikalık koşular yapılabilir. Ergenlik dönemi sonrası ise normal dayanıklılığı geliştirici çalışmalara başlanabilir.(5)
Çocukların kalp dolaşım sistemi, akciğer ve kan sistemleri antremana, ilke olarak en az yetişkinlerde oludğu kadar elverişlidir. (4)
2.10-Çocukta ve gençte hareketliliğin özellikleri nelerdir?
Eklemlerin hareket genişliği, yani hareketlilik erkek çocuklarda 4 ve 8 yaşları, kızlarda ise 4 ve 13 yaşları büyük önem taşımaktadır. Bu yaşlarda artış büyük orandadır. Erkeklerde 6, 9, 13 ve14 yaşları ile kızlarda 6, 9 ve 12 yaşlarında da düşük oranda artışlar gözlenebilir. (5)
3.YETENEK SEÇİMİ
3.1 – Yetenek nedir, yetenek seçiminin genel prensipleri nelerdir?
Sportif bağlamda yetenek kavramı , belli bir alanda normalin üzerinde ancak henüz tam gelişmemiş özellikler bütünü ve bunlara sahip kişi olarak değerlendirilir.
Yetenek seçiminde genel prensipler
•Zamanında yapılması. Bu durum gelişmekte olan vücudun ne daha önce ne daha geç yaşta spor antrenman araçlarının etkisine tabi tutulmasıdır.
•Kapsamlı yapılması. Burada seçimin değerlendirilmesinde kapsamlı spor- pedagajik, mediko-biyolojik, fonksiyonel vb. testler bazında yapılmasının önemi vurgulanmaktadır.
•Ayrımcılık. Yapılan test ve ölçümlerde adayın yönlndirileceği spor dalı açısından sporcu hakkında objektif, güvenilir, bilgi ve tahmin kaynağı olan en önemli belirti ve kriterlerin ayrılması gerekmektedir.
•Yetenek seçimi ve spor hazırlığı arasında bir birliğin olması . Seçilen adayın spor antremanı dışındaki potansiyel imkanları, onun spor hazırlığı sırasında gösterdiği kişisel özellikleri ile birlikte değerlendirilmesidir. Bir deyişle amaç sadece yeteneği keşfetmek değildir, onun antrenman ve eğitim sırasında gösterilen performansla birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.(3)
3.2- Yetenekli sporcuların özellikleri nelerdir?
Yetenekli bir sporcu incelendiğinde, diğer sporculara oranla şu özellikleri farklılık gösterir: a. Antrenmanda daha başarılıdır. b. Antrenmanda verilen uyarılara daha çabuk uyum sağlar. c. Daha çabuk ögrenir. d. Edindiği deneyimleri, başarısını artırmak amacıyla kullanır. e. Verilen görevleri başarı ile sonuçlandırır ve soruları yaratıcı biçimde çözümler. f. Performans gittikçe yükselir. g. Stres altında bile doğru değerlendirme yapar. h. Riski göze alır. i. Başarısızlıklar onun için motivasyon unsuru olur.
3-Yetenek seçiminde hangi yöntemler uygulanır?
Yetenek seçiminde temelde iki yöntem uygulanır. Bunlar, doğal seçim ve bilimsel seçim yöntemidir. Doğal seçim yönteminde kişi ya seçtiği spor dalına katılır ya da başarılı olamadığı bir daldan başka bir spor dalına yönelip orada başarılı olur. Bilimsel seçim yönteminde ise bilimsel testlerle kişilerin kendileri için en uygun spor dalları belirlenir ve onlara yönlendirilir.(5)
3.4-Yetenek seçiminde hangi ölçütler kullanılır?
Bilindigi gibi yetenek seçimi ve spora yönlendirme yüksek sportif performansa yönelik spor anlayışı içinde değerlendirilir. Sporda yetenek kavramının belirlenmesinde etkili olan faktörler şunlardır:
a. Vücut ve ağırlığı, kas ve yağ dokuları ,ilişkisi, vücut ağırlık merkezi ve uzuvların birbirine olan uyumu gibi antropometrik özellikleri,
b. Aerobik ve anaerobik dayanıklılık gibi, etki ve tepki hızı, statik ve dinamik gücü, hareket koordinasyonu gibi bedensel özellikleri
c. Denge ses ve top duygusu, ritm duyarlılığı ve ritmik hareketleri, mesafe ve hız hissi, ifade becerisi gibi tekno-motorik özellikleri
d. Algılama, gözlem ve analiz becerisi, öğrenme temposu gibi öğrenme yeteneği temposu gibi öğrenme özelliği,
e. Antrenman, fiziksel zorlanma, çalışkanlık, başarma isteği gibi uygulama özellikleri
f. Konsantrasyon, akıllılık, planlama güçve tempo ayarı, yaratıcılık gibi zihinsel özellikleri
g. Psikolojik dayanıklılık, stres aşımı, yarışmaya hazır olma vb. psikolojik özellikleri
h. takım anlayışı, rol değişimi, liderlik vb. sosyal özellikleri
göz önüne alarak yapılan değerlendirmeler ile yetenek seçimi daha da kolaylaşmaktadır.Sporcunun çeşitli alanlarda az vaya çok sahip olduğu beceriler ve kabiliyetler ağını doğuştan gelen yetenek olarak gözönüne alabiliriz.(3)
3.5-Yetenek seçimi kaç aşamalıdır? Yetenek seçimi üç aşamadan oluşmaktadır. Bunlar ön seçim, ara seçim ve son seçimdir.
4. BÜYÜME VE GELİŞME
Büyüme; organizmadaki hücre sayılarının ve hücrelerin büyüklüğünün artarak vücut hacim ve kütlesinin artması, gelişme ise; hücre ve dokuların yapı ve bileşimindeki değişimlerele biyolojik işlevlerin kazanılması olarak ifade edilmektedir. İşte burada en öemli husus çocuk organizmasının devamlı büyüme, gelişme ve değişme sürecinde olarak yetişkinden ayrılmasıdır. O halde çocuklara spor yaptırırken bu özelliğin hiçbir zaman unutulmaması gerekmektedir.
4.1-Büyüme ve gelişmeye kalıtımın etkisi nedir?
İnsanların büyümeleri kromozomlarında bulunan genlerle belirlenir. Büyümeyi ilgilendiren tüm konular, genlerdeki genetik şifrelere bağlıdır. Kişinin boyu, maksimum boya ulaşabileceği zaman, kemik ve cinsel olgunlaşması hep bu şifrelerde kodlanmıştır. Bu konu üzerinde yapılan çalışmalar çocuklar ile ebeveynleri arasında yüksek ilişkiler olduğunu göstermiştir. Özellikle de uzunlukların, genişliklere oranla daha yoğun bir şekilde kalıtımdan etkilendiği görülmektedir. Bununla birlikte kişinin büyüme sürecinde boyu ile ilgili kesin tahmin yapmak olası değildir. Ayrıca kişinin doğum boyu ve kilosu genel olarak ilerideki boyu ve kilosu hakkında sağlıklı bir bilgi vermez.
4.2-Büyüme ve gelişmeye ırkın etkisi nedir?
İnsanların büyüme ve gelişmelerindeki etkili faktörlerden birisi ırksal faktördür. Bu konudaki araştırmalar bilindiği gibi genelde üç ırk üzerinde yoğunlaşmıştır. Bunlar siyah, beyaz ve sarı ırklardır. Doğum sırasında beyaz ırk çocuklarının , siyah ırka göre daha ağır olduğu belirlenmistir. Ama bu farklılıklar 5-14 yaşları arasındaki gelişme sürecinde tersine dönmektedir. Bu süreçte siyah ırk çocukların beyazlara göre daha uzun ve daha ağır oldukları gözlenmiştir. Sarı ırk ise bilindiği gibi beyaz ırka oranla daha kısa ve hafiftir. Irklar arasındaki büyüme ve gelişimdeki etkili faktörlerden birinin de çevre olduğu görülmektedir. Örneğin Amerika’da sarı ırk çocukları , ülkelerine oranla daha iri olmaktadır. Bu da çevre faktörünün göz ardı edilmemesi gereken bir faktör olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Hatta bu konuda tek yumurta ikizleri üzerinde yapılan araştırmalarda bile çevre faktörünün etkinliği belirlenmiştir.
4.3-Büyüme ve gelişmeye cinsiyetin etkisi nedir?
Doğumda kız çocukları, erkeklere oranla daha olgundur. Büyüme ve gelişmeleri, erkeklere oranla daha hızlıdır. Oyun çağı çocukluğuna gelindiğinde, kız ve erkek çocukların büyüme ve gelişmeleri arasında bir farklılık görülmemektedir. Ergenlik çağı, kız çocuklarında erkeklerden iki yıl önce başlar. Bu nedenle kızlarda , erkeklerden iki yıl önce hızlı büyüme ve gelişme görülür. Ama iki yıl sonra erkeklerde büyüme ve gelişme birden hızlanır ve birkaç yıl devam eder. Bu da erkeklerin aynı yaştaki kızlardan çoğunlukla daha uzun olmalarını sağlar. Kız çocukları erkeklere oranla büyüme ve gelişme sırasında çevresel faktörlerden daha az etkilenir.
4.4- Büyüme ve gelişmeye beslenmenin etkisi nedir?
İnsanlarda büyüme ve gelişmeyi etkileyen en önemli dış faktörlerden birisi beslenmedir. Bu konudaki çalışmalar beslenme ile büyüme ve gelişme arasında çok anlamlı ilişkiler göstermiştir. Yetersiz ve dengesiz beslenme ile büyüme çağındaki çocukların boylarında düşüş görülmüştür. Çocukta sürekli bir büyüme ve gelişme olduğundan, beslenme yetersizliği bu dönemde büyüme ve gelişme üzerinde çok derin izler bırakır. Kız çocuklarının, erkeklere oranla yetersiz beslenmeden etkilenmeleri daha az olmaktadır. Bilindiği gibi proteinli besinler kemiklerin uzaması, kas ve iskeletin olgunlaşması yönünden etkindir. Çocuklarda günlük protein gereksinimi kilogram başına 2. 5 grama kadar çıkabilir. Bu kuvvet gerektiren spor dallarında bir yetişkinin gereksinimine eşdeğerdedir. Demeter, çocuklardaki metabolik faaliyetlerin yetiskinlere oranla yüzde 20-30 daha fazla olduğunu söylemektedir.
4.5- Büyüme ve gelişmeye sosyo-ekonomik düzeyin etkisi nedir?
Büyüme ve gelişmede çocuğun içinde yaşadığı ortamın saglıklılığı, yaşadığı ev, ailesinin ekonomik durumu, ailenin kültürel ve eğitsel düzeyi de önem taşımaktadır. Bu konuda yapılan birçok araştırmada baba meslekleri ile çocuğun gelişimi ilişkili bulunmuştur. Ayrıca alt sosyo-ekonomik düzeydeki çocukların gelişimi ile üst sosyo-ekonomik düzeyde çocukların gelişimleri arasında farklılıklar gözlenmiştir. Doğaldır, bu farklılıklar üst sosyo-ekonomik düzey lehinedir.
4.6- Büyüme ve gelişmeye psikolojik durumun etkisi nedir?
İnsan fizyolojik , sosyolojik ve psikolojik bir sacayağı içinde büyüme ve gelişmesini sürdürür. Bu nedenle büyüme ve gelişmede psikolojik koşulların da etkinliği söz konusudur. Güç psikolojik koşullar altında büyüme ve gelişmelerini tamamlamak zorunda kalan çocuklarda bu konularda bazı gerilikler bulunmuştur. Özellikle yetimhanede yetişen çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar, psikolojik durumun büyüme ve gelişme üzerindeki etkinliği göstermiştir.
4.7-Büyüme ve gelişmeye mevsimlerin etkisi nedir?
İnsan büyüme ve gelişmesine mevsimlerin etkileri çeşitli araştırmalarda gözlenmiştir. Tanner, çocukların boyca büyümelerinin ilkbahar döneminde, vücut ağırlığınca da büyümelerinin sonbahar döneminde hızlandığı saptanmıştır. Mart ve mayıs aylarında rastlanan ortalama boy büyüme hızı eylül ve ekim aylarındaki boy büyüme hızının iki katına denk gelmektedir. Bu mevsimsel değişikliklerin etkileri, yetersiz beslenen çocuklarda bile görülmektedir.
4.8-Büyüme ve gelişmeye hastalıkların etkisi nedir?
Bilindiği gibi insan organizmasının temel yapı taşı proteinlerdir. Hastalık ve yaralanmalar protein metabolizmasını olumsuz yönde etkiler. Böylece büyümede yavaşlama görülür. Özellikle uzun süreli (kronik) hastalıklar büyümeyi yavaşlatırken, kısa süreli (akut) hastalıklar pek etkilemez. Çocuklarda hastalık nedeniyle duraksayan büyümenin hızlandığı ve hastalığa bağlı açığı kapattığı bir dönem vardır. Bu dönemde çocuk normal büyüme hızının yüzde 400’üne kadar çıkabilen bir büyüme ve gelişme gösterebilir. Burada önemli olan kronik hastalıklardan sonra bu devreyi iyi koşullar altında geçirmektir. Eğer bu koşullar yaratılırsa çocuk normal büyüme seyrini yakalayabilir. Kuşkusuz bu dönemde doktor kontrolündeki bir çalışma büyük önem taşımaktadır. Burada antrenör, aile ve doktor sıkı bir isbirliği içinde olmalıdır.
4.9-Büyüme ve gelişmeye hormonların etkisi:
Kana doğrudan gönderdikleri salgılarla bedensel büyümede ve sağlığın korunmasında etkili olurlar. Bunlardan herhangi birinin salgısının dierine oranla artması ya da azalması halinde gelişmenin dengesi bozulur. Büyüme konusunda etkili hormonlar. tiroit salgı bezi, paratiroit salgı bezi, böbrek üstü bezleri, pitübiter salgı bezi, cinsel salgı bezleridir. Tiroit boğazın ön kısmında ve gırtlağın iki tarafında birbirine bağlı bir çift bezdir. Kemiklerin, sinir sisteminin, kan dolaşımının, asların büyümesine etki yapmaktadır. paratiroit salgı bezi ise tiroit salgı bezine bitişik dört küçük bezden oluşur. bedensel etkinlik için gerekli olen kalsiyum fosfor dengesini paratiroit bezi sağlar. kemiklerin gelişmesini, sinirler ile kasların düzenli çalışmasını , kalp buruşunu kanın pıhtılaşmasını bu bezin salgısı ayarlar. azlığı kemiklerin biçiminin bozulmasına, kas ağrılarna sebep olur. Fazlalığı ise; sinirlerin uyaranlara karşı duyarlılığının az olmasına sebep olur. Böbreküstü bezleri birkaç çeşit salgı salgılar. Büyümeye, beslenmeye, cinsiyete, bedenin gerilimlere karşı koymasına etkide bulunur. Özellikle duygusal gelişimle çok yakından ilgisi vardır. Kızgınlık, korku, kaygı bu bezin salgılarının çoğalmasına neden olmaktadır. Pitübiter salgı bezi kafatasında bulunur. kemiklerin ve yumuşak dokuların büyümesine etki yapar. Azlığı cüceliğe, çokluğu ise devliğe neden olur. Cinsel salgı bezleri bireyin cinsel gelişimini sağlar ve cinsel yaşamını sürdürür. Büluğ çağındaki bedensel değşikliklerden sorumludur. (4)
4.10.Büyüme ve gelişmeye sporsal aktivitelerin etkisi nedir?:
Malinaya göre, fiziksel aktiviteler organizmada azot tutuluşunu ve protein sentezini artırmakta , sonuç olarak lateral büyümeyi uyarmaktadır. Bu nedenle ağırlıkta gözlenen artış, boy da gözlenenden daha fazladır. Sporsal aktivitenin kemik gelişimi üzerine etkisi birçok araştırmacıya konu olmuştur.Larsona göre de sınırlı stres kemiklerin büyümesine yardımcı olur. hareketsizlik kemik büyümesine zararlı sonuçlar verirken aşırı ve şiddetli stres de kırıklara neden olur. Yüklenme de strese gösterilen tepkiler de bireylere göre değişir. Bazı çocuklar için atma, atlama, kaldırma kemik dokularda istenmeyen sonuçlar yaratırken, diğer çocuklarda durum böyle olmayabilir. Egzersiz kemik genişliğini artırırken, hareketsizlik azalır.
4.11 İnsan vücudunun çevresel ve iklimsel koşullara uyumu nasıldır?
İnsan vücudu yaşadığı çevre, bitki örtüsü ve iklim koşullarına uyum sağlamaktadır. Bu da onun büyüme ve gelişimi üzerinde etkili olmaktadır. Örneklersek, kuru ve sıcak iklimi olan Sahra çöllerinde yaşayanlar ince uzun, derialtı yağdokusu çok az, uzun kol ve bacaklara sahip, gövdeleri kısa, ince ve uzun el ayakları olan insanlardır. Nemli ve sıcak ortamı olan Endonezya, Malezya Amazon kuşağinda yaşayan insanlar ise kısa boylu kütleli olmaktadır. Çok soğuk iklimlerde yaşayan Eskimolar ise kısa boylu, deri ve kas altı ve kas arası yağ miktarları çok yüksek, kısa kol ve bacakları olan insanlardır. Çevrenin bir başka etkisi de yapılan bir çalışmada, Kaliforniya’da yaşayan Japon çoçuklarının, Japonya’da yaşayanlara oranla daha iri olması ile gözlenmiştir. Ayrıca, Kato ve Ishiko’nun çalışmalarında kırsal alanlarda ağır iş yaparak çalışan çocukların özellikle bacak uzunluklarında kısalıklar olduğu görülmüştür. Bu örneklerde olduğu gibi insan vücudu yaşadığı çevre ve iklime uyum sağlamaktadır. Bu uyum süreci de ikliminden iklime degişmektedir. Kimi iklimlerde birkaç jenerasyon , kimlerinde ise daha fazla jenerasyon gerekmektedir.
4.12. Çocukta erken ve geç gelişim nedir?
Bu olgu ergenlik öncesi, ergenlik dönemi ve ergenlik sonrası ortaya çıkan bir durumdur. Araştırmalar kronolojik yaş ile biyolojik yaş arasında 4 yaşa varabilecek farklılıklar olduğunu göstermiştir. Dogal olarak erken gelişim gösterenler, normal gelişim gösterenlerden ve gelişmesi gecikenlerden daha iyi fiziksel başarı yeteneğine sahip olurlar. Bu noktada erken gelişmiş sporcularda, normal gelişenler ile yapılan antrenmanlar sırasında yetersiz yüklenme söz konusu olur. Bunu antrenör göz önüne almalı, gerekli bulduğu ekstra antrenmanları yaptırmalıdır. Erken gelismişlik birçok spor dalında avantaj getirirken; motorik öğrenme çağının uzun olmasını gerektiren aletli cimnastik artistik patinaj, tramplen atlamada bir dezavantaj yaratır.
4.13. Büyüme Konusunda Antrenman Uygulamaları İçin Öneri ve Uyarılar
Mark-Jansen kanununa göre; “Bir dokunun hassasiyeti, büyüme hızıyla orantılı olarak değişir.Bu sebeple çocuk ya da genç, bir yetişkine oranla fizyolojik yönden doğru olmayan antrenman uyaranlarında daha çok yüklenme yaralanmaları tehlikesiyle karşı karşıyadır.Bu durum, özellikle puberte çağındaki büyüme sıçraması dönemi için geçerlidir.Çocuk , bu dönemde büyük ölçüde ortopedik yönden aşırı yüklenme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Gelişmekte olan organizmaya tek yönlü, maksimal ya da hazırlıksız iken yapılacak yüklenmelerde ya hemen ya da daha sonra ortaya çıkan doku harabiyetlerine sebep olur. Ancak submaksimal çok yönlü ve değişken yüklenmelerle yapılan antreman uyaranları hareket aygıtının gelişimini desteklediği gibi yapının daha da iyileşmesini sağlar.
Çocuk ve gençlerin normal iskelet gelişimleri şu durumlarda tehlikeye girer
Tek yönlü özel antreman uygulamalarına çok erken başlamak.
Kule atlama, kürek gibi spor dallarında omurlar büyük basınç altında kalarak zorlanmaktadır. Bunun için söz konusu spor dallarında branşa özgü çalışmalara çok erken ve yoğun biçimde başlamak yine iskelet sistemi içn tehlike oluşturur.
Kuvvet antremanlarında omurgayı zorlayacak her türlü antremandan kaçınılmalıdır. Hatta ağırlıklarla yapılacak bir kuvvet antremanı öncesinde ortopedik muayene yaptırılmalıdır.
Sonuç olarak; ağırlık yüklenmelerinin çocukluk ve gençlik yıllarına kaydırılması her antrenöre pedagojik sorumluluklar yükler. Aşırı ve tek yönlü yüklenmelerin omurları tehlikeye atacağı unutulmamalıdır. unutulmaması gereken bir başka konu da, hareket aygıtı bir defalık aşırı yüklenmenin doğuracağı tehlieden çok, mikrotarvmaların birikimi sonucu oluşacak tehlike ile karşı karşıya kalınmasıdır. (4)
5.ÇOCUK VE GENÇ ANTREMANININ ÖZELLİKLERİ
•Çocuk ve genç antrenmanlarının kendine özgü bir karakterinin olduğu bilinmektedir. Çocuk ve genç antrenmanın içeriği, sınırlandırılmış bir yetişkin antrenmanı niteliğinde değildir. Kendi koşul ve kurallarına uygun olarak yapılır.
•Gelişim düzeylerine göre çocuk ve gençlerde oluşan değişiklikler, onların antrenmanlarının yapısını belirleyen en önemli faktörlerdir.
•Antrenmanlardaki tüm çalışmaların; yöntem, kapsam, şiddet, sıklık ve sürer bakımından, çocukların gelişim düzeyine göre planlanma zorunluluğu vardır.
•Çocuk ve gençlerin antrenman planlamasında daima uzun süreli hedefler göz önünde bulundurulmalıdır. Günlük başarılara yönelik hedefler, uzun süreli hedeflerden sapma riski taşımaktadır.
•Yarışma faktöründen yararlanmakla birlikte, antrenman programlarında yarışmalar bir amaç değil, uzun süreli gelişim olgusunda bir araç olarak görülmelidir.
•Çocukların okullarının yanı sıra kulüpler adına yarışmalara katılması, ya da antrenörün başarısını kanıtlama arzusu onları kısa sürede iyi birer yarışmacı haline getirmektedir. Bu nedenlerden dolayı, çocuk ve genç antrenmanı, birbirini takip eden egitim aşamalarna ayrılmaktadır. Bu aşamaların her birinde farklı egitim amaçlarına ulaşılmaya çalışılır. Söz konusu eğitim aşamalarının süresi ilk antrenmanla başlayıp yüksek performans yaşına ulaşıncaya kadar sürer
SPOR VE SAĞLIK
Sağlıklı olmak, insan mutluluğunun en öncelikli parçasıdır. Sağlıklı olmadığımızda yaşam kalitemizde düşüş olduğunu ve hayattan yeterinde zevk alamadığımızı hisederiz. Sağlık genellikle kendiliğinden var olan bir durum olarak algılanır. Oysa ki sağlığımızı korumak için çaba göstermemiz gerekmektedir.
Sağlıklı bir yaşam için alınması gereken önlemlerin pek çoğu günlük yaşamımızda uygulamamız gereken küçük ve kolay çabalardan oluşur. Nerede olursa olsun günlük yaşamı düzenleyen bazı temel kuralların bilinerek uygulanması, sağlığın korunmasını ve diğer bireylerle paylaştığımız yaşamı kolaylaştırır. Bu kurallardan en önemli bazıları temizlik, sağlıklı beslenme, bedensel ve zihinsel çalışma, düzenli yaşam, sigara, alkol, uyarıcı ve uyuşturucu maddelerden uzak durma, kazalardan korunma, sorunlarla başa çıkmada doğru ve uygun yöntemler kullanmadır.
Spor ise bir çok derde deva…
Spor yapan çocuklar, enerjilerini sporla boşalttıkları için dersin başına oturduklarında daha verimli çalışır ve boşa vakit geçirmezler. Yaşıtlarına göre daha az hastalıklara yakalanır ayrıca, daha çabuk iyileşir. Takım ruhuna sahip oldukları için de yalnızlık hissetmez ve kendilerini dinleyecek bol zamanları kalır. Gençlik döneminde de bu çağın dinamizmini sporla değerlendirdikleri için alkol ve sigaradan uzak kalırlar. Gençliğin aşırı heyecanını spora aktarmak, olaylara yaklaşımlarda daha serinkanlı olmayı sağlar. Aynı zamanda gençler için çok gerekli olan kendine güven duygusu ve ifade yeteneği artar. Yediklerine, içtiklerine ve uykularına dikkat ettikleri için de iyi beslenir.